- Gelişmiş YZ, oldukça gerçekçi dijital ikizler oluşturuyor ve bu da kimlik güvenliği ve kişisel gizlilik ile ilgili önemli soruları ortaya çıkarıyor.
- YZ dublörlerin yaratılması, özellikle özgünlük ve bir kişinin suretini kopyalamadaki izin yoksunluğu gibi etiksel endişelere sebep oluyor.
- Şu andaki yasal çerçeveler, YZ ile oluşturulan görüntülerin neden olduğu bu özgün sorunu çözmekte zorlanıyor ve bu da kişisel hakları korumak için güncellenmiş düzenlemelere olan acil ihtiyacı ortaya koyuyor.
- Premium VPN indirme ile tanınan ExpressVPN, büyüyen YZ dublörlerin dünyasını inceliyor ve kullanıcı iznine ve sağlam gizlilik korumalarına olan ihtiyacın altını çiziyor.
- YZ dublörler kişiselleştirilmiş öğrenmeyi ve ruh sağlığı desteğini kökten değiştirebilir. Gelişimleri ve kullanımları, kişisel gizliliği tehlikeye atmayacak şekilde topluma faydalı olmalarını sağlamak için dikkatlice düşünülmüş etik faktörler gerektirmektedir.
Lensa AI’yı hatırlıyor musunuz? Aralık 2022’de, sosyal medya sayfalarımız, o zamanlarda çok popüler olan YZ destekli fotoğraf uygulaması sayesinde arkadaşlarımızın fantastik ortamlarda acayip güzel fotoğraflarıyla dolmuştu.
Bu fotoğrafları oluşturmak eğlenceliydi ancak peki ya yüzünüz aynı şekilde fakat izniniz olmadan kullanılsaydı? Bu, gerçek bir ihtimal çünkü birçok kişi yüzlerini tarayan hizmetleri kullandı ve suretinize sahip olma söz konusu olduğunda, neye iznin olduğunu ve olmadığını düzenleyen çok az yasa var.
Dijital ikizinizin siz farkında olmadan hâlihazırda internetin geniş ağlarında yer alıyor olma ihtimalinin bulunduğu YZ ile oluşturulmuş dublörler dünyasına hoş geldiniz. İzniniz olmadan yüzünüz kopyalandığında, YZ dublörler kişisel kimlik için ne tür neticeler doğuruyor? Ve gerçek ile sanal olarak oluşturulmuş arasındaki ince çizgiyi nasıl nasıl belirleriz?
Hadi öğrenelim.
YZ ile oluşturulmuş yüzler nasıl evrimleşti
Oldukça gerçekçi yüzler oluşturmada Yapay Zeka’nın serüveni, özellikle 2010’ların ortasında Üretken Çekişmeli Ağlar’ın (GAN’lar) sunulmasıyla birlikte, makine öğrenimindeki önemli ilerlemelere kadar uzanıyor. İlk başlarda dijital sanat oluşturmak için geliştirilen GAN’lar, birbirine karşı yarışan iki sinir ağı içeriyor—biri yeni fotoğraflar üretirken, diğeri ise fotoğrafların gerçekliğini ölçüyor. Bu teknoloji hızlı bir şekilde sanatın ötesine erişti ve bilgisayar görüntü sistemlerini geliştirdi ve YZ eğitimi için gerçekçi simülasyonlar sundu.
GAN’ların kullanımı, yazılım geliştirici Phillip Wang’ın ThisPersonDoesNotExist web sitenin yayınlanmasıyla birlikte yeni bir halk etkileşimi seviyesine ulaştı. Sitede, her yenilemede gerçekçi ama tamamen uydurma bir yeni yüz oluşturuyor, bu da GAN teknolojisinin gücünü ve yaratıcılığını ortaya koyuyor. Wang, YZ araştırmacısı Ian Goodfellow ile bir sohbetinden etkilenerek, algoritmasını 70.000’den fazla yüksek çözünürlüklü fotoğrafla eğitmek için Nvidia A.I. Labs tarafından geliştirilen bir modeli kullandı ve bu da orjinallik ve gerçeklik algılarımıza meydan okuyan yüzlerin oluşturulmasıyla sonuçlandı.
Aşırı gerçekçilik iş başında
Çalışmalarda gerçek insan yüzlerinden bile daha da gerçekçi oldukları tahmin edilen bugünün YZ ile oluşturulmuş yüzleri, yalnızca hayrette bırakmak için değil, aynı zamanda reklam ve pazarlama görsellerinde kullanılmak için de oluşturuluyor. Gerçek gibi görünmelerinin yanı sıra, hızlı bir şekilde ve neredeyse hiçbir masraf olmadan oluşturulabiliyorlar. Bu dijital varlıklar, gerçek insan modellere verimli bir alternatif sunuyor.
Ticari alanda YZ verimliliğinin önemli bir örneği, Instagram’da 311.000’den fazla takipçiye sahip olan ve tamamen YZ ile oluşturulmuş bir model olan Aitana Lopez. Barselonalı tasarım ajansı The Clueless tarafından oluşturulan Lopez, hayranlarıyla etkileşime geçen ve gerçek ürünlerin promosyonunu yapan bir influencer olarak görev yapıyor. Ajans, Lopez’i yaratmalarının nedeninin bu karakterin güvenilirlik ve verimlilik sunması ve gerçek modelleri işe almanın masraflarını ve lojistik zorluklarını azaltması olduğunu belirtiyor.
YZ dublörler olgusu
YZ ile oluşturulmuş yüzlerin evriminde gördüğümüz gibi, YZ’nin yetenekleri yeni doruklara ulaştı ve aşırı gerçekçi dijital figürler oluşturmak için gelişmiş algoritmalar kullanıyor. Geleneksel dijital sanattan gerçekçi, interaktif modellere geçiş, YZ teknolojisinde önemli bir zıplamayı ortaya koyuyor. Ancak bu konuyu incelerken, fantastik şeyleri gerçek ile birleştiren bir olguyla karşılaşıyoruz—YZ dublörler.
Görünüşünüzün aynısını esrarengizce yansıtan ancak yakınınız olmayan biri olan bir dublör olgusu, Almanca “çift yürüyen” kelimesinden türemiştir ve hayalet dublörlerin geleneksel olarak bir kişinin talihsizlikleri veya ölümü hakkında kehanetlerde bulunan kötü alametler olduğuna inanılırdı. Bugünlerde, bu antik kavram, teknolojik bir dönüşüme uğradı. YZ kullanılarak, gerçek insanların benzerleri dijital olarak oluşturuluyor ve potansiyel olarak farklı bir çevrimiçi varlığa yol açıyor.
Örneğin, eğlence endüstrisinde Yapay Zeka, hayatını kaybeden aktörlerin filmler için dijital versiyonlarını oluşturmak ve nostaljik karakterleri ekrana döndürmek için kullanıldı. Buna önemli bir örnek, 1994 yılında hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, Star Wars: Rouge One filminde YZ ve CGI kullanılarak Grand Moff Tarkin rolünün tekrar yaratılan aktör Peter Crushing.
Yapay Zekayı dijital benliğimizle besliyoruz
Lensa AI gibi uygulamalar, sıradan selfieleri fantastik dünyaları hatırlatan stilize edilmiş portrelere dönüştürdü. Bu uygulamalar, geniş artistik stiller ve insan yüzlerinden oluşan veri setleriyle eğitilen gelişmiş YZ algoritmaları kullanıyor ve bu da yüzlerimizi çeşitli yaratıcı formlarda kopyalamalarını ve yeniden tasavvur etmelerini sağlıyor..
Bu ilk cazibe, o zamandan sonra daha ciddi uygulamalara dönüştü. YZ şu anda profesyonel görüntüler oluşturmamıza yardımcı oluyor; LinkedIn için mükemmel vesikalık fotoğraflar oluşturuyor, özgeçmişleri uyarlıyor ve hatta markalaştırma için kişiselleştirilmiş videolar üretiyor. Dijital kimliklerimizle eğlenceli bir deney olarak başlayan şey, kişisel ve profesyonel öz sunum için bir araca dönüştü.
YZ dublörler, müşteri hizmetlerinde de bir gerçeklik hâline geliyor. Şirketler, müşterilerle yüz ifadelerini ve müşteri hizmetleri temsilcilerinin seslerini kullanarak etkileşime geçen YZ destekli dijital temsilciler kullanıyor ve bu da kişiselleştirilmiş ve hoş bir müşteri deneyimi sunuyor.
Aynı teknoloji, deepfake’leri oluşturmamıza da yardımcı oluyor. Bu oldukça gerçekçi ve ikna edici YZ ile oluşturulmuş görüntüler, videolar ve ses klipleri, herhangi bir kişiyi uydurulmuş senaryolarda sahte bir şekilde resmedebilir.
Yüklenen her selfie, paylaşılan her ses klibi ve paylaşılan her video ile, dijital ayak izlerimizi kullanarak hiç durmadan öğrenen Yapay Zeka’ya aktif bir şekilde katkıda bulunuyoruz. Fotoğrafları sosyal medyaya veya doğrudan YZ sistemlerine yüklediğimizde, bu görüntüler kaydediliyor ve onları anlık bir görüntüden Yz eğitimi için değerli verilere dönüştürülüyor. Bu süreç şu şekilde işliyor:
- Dijital görüntülerimiz, YZ öğrenimi için hammadde sağlıyor.
- Bu görüntüler, daha sonrasında bir sonraki adımlar için hazırlanmak amacıyla etiketlenip kategorize ediliyor ve hatta bazen anonimleştiriliyor.
- Etiketlenen görüntüler, insan yüzünü yanımayı ve kopyalamayı aşamalı olarak öğrenen GAN’lar gibi algoritmaları besliyor.
- YZ, bu eğitimi tuhaf şekilde gerçekçi, tanıdık veya stil olarak değiştirilmiş ancak gerçek insanlara benzeyen yeni, özgün yüzler oluşturmak için kullanıyor.
Bu demek oluyor ki YZ, sizin yalnızca bazı farklılıklara sahip bir YZ versiyonunuzu (yani YZ dublörünüzü) oluşturma potansiyeline sahip, ve bunu asla bilemeyebilirsiniz. Bu durum, dijital suretimizi kimin kontrol ettiği ve kullandığı konusunda ciddi etiksel endişeleri ortaya çıkarıyor. YZ, iznimiz olmadan reklamlar veya politik kampanyalar için yüzümüzü kopyalayabilirken, kişisel otonomi ve teknolojik istismar arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor.
Bu durum da önemli sorulara vurgu yapıyor: YZ ile oluşturulmuş görüntüleri gerçekte kim kontrol ediyor? Bu dijital kimliklerin haklarını kim elinde tutuyor?
YZ dublörlerin yasal ve etiksel sonuçları
YZ dublörlerin doğuşu, özellikle mülkiyet ve kontrol konularında, çok sayıda yasal ve etiksel zorlukları ortaya çıkardı. Gerçek insanları temsil eden bu dijital varlıklar, orijinal eser ile doğrudan kopyalama arasındaki bulanık nokta arasında geziyor ve şu andaki telif hakları ve kimlik hakları çerçevesinde önemli açıkları gözler önüne seriyor.
Yasal belirsizlikler
Geçerli yasal sistemler, Yapay Zeka’nın ortaya çıkardığı özgün sorunları ele almakta yetersiz kalıyor. Örneğin, ABD’de çağdışı telif haklarının esas alınması, YZ ile oluşturulmuş içeriklerin önemli yönlerinin mahkemelerde büyük çoğunlukla test edilmemiş olarak kalması anlamına geliyor. Bu senaryo, YZ sanatının ortaya çıkması sırasında yaşanan yasal zorluklarla benzerlik gösteriyor ve bu durum da toplumun YZ çağında telif haklarını açıklığa kavuşturmak için yeni yasal teamüllere ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Reklamlarında izni olmadan kopyasını kullandıkları için Lisa AI: 90’lar Yıllığı ve Avatar adlı YZ uygulamasına dava açan Scarlett Johansson örneğini ele alalım. Bu uygulama, Johansson’un bu ürünü destekliyormuş gibi gösteren bir reklam oluşturdu ve bu da bir karmaşıklığa ve Johansson’un itibarını zedeleme ihtimaline neden oldu. Johansson tarafından atılan yasal adım, bu reklamın internet platformlarından kaldırılmasına yol açtı ve ünlülerin dijital kopyalarının izinsiz kullanılması durumunda karşılaştıkları yasal mücadelerin altını çiziyor.
Bu esnada, AB’nin YZ Yasası, her ne kadar yasal düzenlemeye açıklık getirme konusunda bir adım olsa da hâlâ YZ ile oluşturulmuş içerikler için mülkiyet hakkında belirli hükümlerden yoksun. Bu durum da ortaya çıkan zorluklara karşı kademeli bir yaklaşımı işaret ediyor.
Telif hakları karmaşıklığı
Yapay Zeka ile oluşturulmuş içeriklerle ilgili zorluk, özgünlüğü ve eser sahipliğini belirlemektir. Yapay Zeka’nın yeni bir şey yaratmak için genellikle mevcut verileri işlemesi nedeniyle şunu merak etmekle kalıyoruz: eser özgün mü yoksa yalnızca eğitim verilerinin bir türevi mi? ABD’nin “adil kullanım” doktrini, dönüşümsel çalışmaları oluşturmak için telifli materyalleri kullanma konusunda biraz güvenlik marjı sunuyor ancak “dönüşümsel”in ne olduğunun sınırları yasal tartışmalar için popüler bir konu olmaya devam ediyor.
Bu sorunları fark eden bazı şirketler, özgün yaratıcıların YZ modellerini eğitmek için kullanılan çalışmalarının karşılığını almalarını sağlamak amacıyla ortaklıklar oluşturuyor. Ancak bu, yalnızca birkaç organizasyon ile sınırlı kaldı.
Etiksel hususlar
Hukuksallığın ötesinde, etiksel sorunlar da çok derin. Bir YZ, bir kişinin izni olmadan onu mükemmel bir şekilde taklit eden bir kopyasını oluşturursa; bu durum, kişisel kimlik kavramına karşı çıkar. Bu, yalnızca bu tür bir teknolojinin etik kullanımı hakkındaki tartışmaları ateşlemenin yanı sıra gizlilik, güvenlik ve özgürlük konularında ahlaka aykırı riskler oluşturuyor.
Örneğin, YZ ile oluşturulmuş bir video bir insanın, tartışmalı bir etkinliğe katılmak veya yasa dışı aktivitelerde bulunmak gibi, aslında hiç gerçekleştirmediği bir davranışı gerçekleştiriyormuş gibi gösterebilir. Bu tür bir kötü kullanım, o kişinin tasvir edilen eylemlere hiç katılmamasına rağmen utanca, damgalanmaya veya ciddi kişisel sonuçlara yol açabilir.
Ek olarak, ciddi durumlarda, dijital bir dublör bir güvenlik tesisine veya dijital hesaplara erişmek için kullanılabilir ve kimlik hırsızlığına veya hassas bilgilere yetkisiz erişime neden olabilir. Milli güvenlik veya kurumsal casusluk söz konusu olduğunda ise sonuçlar daha da ciddi olabilir.
Kötüye kullanım riskleri
Dijital dublörlerin doğuşu, beraberinde ciddi derecede kötüye kullanım risklerini de getiriyor. Bir kişinin izni olmadan dijital suretinin reklamlar veya politik kampanyalar için yetkisiz kullanılması, kişisel hakları ihlâl eder ve etik çizgileri bulanıklaştırır. Bu, yalnızca taklit ve dolandırıcılık risklerini getirmekle kalmayıp, aynı zamanda kişisel ve profesyonel itibarı etkiler. Bu da kişileri bu tür istismarlara karşı korumak için sıkı yasal koruma adımlarının atılması gerektiğinin altını çiziyor.
Örneğin, politikacıların sahte ifadelerini veya eylemlerini oluşturmak için deepfake’lerin olası kullanımı konusundaki endişeler yaygınlaştı. Bu korku, özellikle teknolojinin daha erişilebilir ve ikna edici olmasıyla birlikte, o videoların oy verenleri yanlış yönlendirmek veya politik rakiplerin itibarlarını zedelemek amacıyla kullanılabileceği korkusundan oluşuyor.
YZ dublörlerin ortaya çıkardığı zorlukları ele alma
Yapay Zeka, gerçek insanlardan ayırt edilemeyecek derecede gerçekçi dijital ikizler oluşturma konusunda giderek daha da yetenekli oldukça, uygulanabilir çözümlerin aciliyeti artıyor. Karşılaştığımız büyük soru: yasal sistemlerimiz ve kişisel pratiklerimiz bu teknolojik adımlara ayak uydurmak için yeterince hızlı gelişebilir mi?
Yasal çerçeveleri modernize etme
YZ ile oluşturulmuş ikizlerin doğuşu, mevcut yasal çerçevelerin acilen tekrar gözden geçirilmesi gerektiği çağrısında bulunuyor. Bu, dijital kişileri farklı varlıklar olarak tanımayı ve kategorize etmeyi içeriyor, ve belki de yeni haklar ve önlemler gerektiriyor. Örneğin, yasama erkinin dijital dublörlerin oluşturulmasını bir “dijital doğuş” olarak tanıması önerilebilir ve bu da kişilere onlara çok benzerlik gösteren YZ ile oluşturulmuş görüntüler için yasal haklar sunabilir.
- Yasama eylemleri: Yapay Zeka’nın benzerle oluşturma için kullanımı düzenlemek için acil ve ön alıcı önlemler elzemdir. Yasalarımızın neyin dijital görüntüleri yetkisiz kullanma olarak sayıldığını belirlemesi ve böylece kişiselin dijital varlıkları üzerinde kontrolü ellerinde tutmalarını sağlaması gerekiyor. Buna bir örnek, kişilerin YZ ile oluşturulmuş görüntülerinde hak talep etmek ve onları yönetmek için bir tescilin kurulması olabilir.
- İzin ve mülkiyet: İzin ve mülkiyet konularında açık kılavuzlar belirlemek çok önemlidir. Kişisel, bilgilendirilme ve benzerlerinin kullanımından veya oluşturulmasından önce izin verme haklarına sahip olmalıdır. Buna YZ modellerini eğitmek için verilerinin nasıl kullanıldığını açıklayarak şeffaflık ve kontrol sağlamak da dâhildir.
Global işbirliğini güçlendirme
Dijital teknolojinin ve Yapay Zeka’nın global doğası, bu zorlukları çözmenin de tek bir ülkeyle sınırlı olamayacağı anlamına geliyor. Uluslararası iş birliği, dijital kimlikleri sınırların ötesinde de koruyan kapsamlı düzenlemeleri geliştirmek için son derece önemlidir.
- Uluslararası standartlar: Dijital benzerlerin yaratılmasını ve kullanılmasını yöneten bir birleşik uluslararası standartlar ve düzenlemeler dizisine ihtiyacımız var. Bu standartlar, dijital haklara ve gizliliğe yaklaşımları harmanlama amacını taşımalı ve böylece kişilerin dünyanın her yerinde korunmalarını sağlamalıdır.
- Sınır ötesi yasal çerçeveler: Dijital benzerlerin uluslararası yetkisiz kullanımını hedefleyen ve cezalandıran sınır ötesi yasal çerçeveler oluşturmak için çaba harcanmalıdır. Bu, teşebbüslerin farklı yargı yetkileri arasındaki mevzuat boşluklarından faydalanmalarını önlemeye yardımcı olur.
Dijital varlığınızı nasıl koruyabilirsiniz
Her ne kadar toplum Yapay Zeka ile ilgili daha iyi yasal reformlar talep etse de çevrimiçi varlığınızı korumak için şu anda atabileceğiniz ön alıcı adımlar bulunuyor:
- Verileriniz konusunda seçici olun: Kişisel bilgilerinizi ve fotoğraflarınızı internette paylaşmadan önce iki defa düşünün. Verilerinizin her bir parçası, dijital benzerler oluşturma dâhil olmak üzere, YZ sistemlerini eğitme amacıyla kullanılabir. Paylaşmayı yalnızca gerekli durumlarla sınırlayın ve mümkün olduğunca güvenli, gizliliğe saygı duyan platformları tercih edin.
- Uygulama izinlerini inceleyin ve sınırlandırın: Mobil uygulamalara ve çevrimiçi hizmetlere verdiğiniz izinleri düzenli olarak denetleyin. Kesinlikle gerekli olmadığı sürece kameranıza, mikrofonunuza ve fotoğraf galerinize erişimi sınırlandırın ve çalışması için gerekenden daha fazla bilgi talep eden uygulamalara karşı dikkatli olun.
- Veri gizleme araçları kullanın: Yapay Zeka’nın doğru bir şekilde dijital modeller oluşturmasını önlemek için fotoğraflarınızı maskeleyen veya değiştiren hizmetleri kullanmayı değerlendirin. Bu araçlar, insan gözüyle görülemeyen ancak YZ algoritmalarını aksatan görüntü detaylarını farkedilmeyecek biçimde değiştirebilir.
- Dijital temizlikler gerçekleştirin: Çevrimiçi varlığınızı periyodik şekilde gözden geçirin. Sosyal medyadaki eski hesapları ve gereksiz fotoğrafları silin ve artık bir amacı olmayan fakat istismar edilebilecek dijital ayak izlerinizi temizleyin.
- Daha iyi politikalar talep edin: Dijital gizlilik politikaları hakkında bilgili olun ve kişisel verileri koruyan yasaları destekleyin. YZ ile oluşturulmuş içerikler için daha sıkı yasalar ve kişisel verilerin nasıl kullanıldığıyla ilgili daha fazla şeffaflık talep eden kampanyalara katılın ve imza kampanyalarını imzalayın.
- Kendinizi ve çevrenizi eğitin: Bilgi güçtür. YZ teknolojisi ve ilgili gizlilik sonuçları hakkında daha fazlasını öğrenmek için ücretsiz kaynaklardan faydalanın. diğer insanlara Yapay Zeka’nın kötüye kullanımının risklerini anlamalarına ve buna karşı korunmalarına yardımcı olmak için bu bilgileri çevrenizle paylaşarak bu konuya dikkat çekin.
- Kötüye kullanımı takip edin: Adınız için Google Alerts kurun ve izniniz olmadan kullanılıp kullanılmadıklarını görmek için görüntülerinizi düzenli olarak aratın. Suretinizin nerede ve nasıl kullanıldığını takip etmenize yardımcı olabilecek çeşitli araçlar ve platformlar bulunuyor.
YZ dublöre sahip olmak iyi bir şey olabilir mi?
Gördüğümüz gibi, Yapay Zeka ile oluşturulmuş dublörler, kişisel verilerin gizliliği ve kontrolü konusunda önemli endişeler doğuruyor. Yapay Zeka’nın suretimizi çok doğru bir şekilde kopyalama becerisi, dikkatli değerlendirmeler ve özenli yönetim gerektiren birçok etik soruyu ortaya çıkarıyor. Peki bu zorluklarla birlikte, bu teknolojinin pozitif bir kullanımı olabilir mi? Muhtemelen evet.
YZ dublörler, örneğin, bilgiyi öğrenme ve onunla etkileşime girme yöntemlerinde bir devrim yaratabilir. Bireysel öğrencilerin öğrenme tarzlarıyla ve hızlarıyla eşleşen kişiselleştirilmiş öğrenme asistanları, eğitimi herkes için daha erişilebilir ve etkili yapabilir. Bu YZ varlıkları, her öğrenci için en iyi çalışanı bulmak için farklı öğretme yöntemlerini simüle edebilir ve potansiyel olarak eğitsel sonuçlarda bir dönüşüm gerçekleştirebilir.
Akıl sağlığı açısında, YZ dublörler günün birinde tedavisel yardım görevi görebilir. Psikolojik destek ve pratik diyaloglar sunmaları veya kişilerin daha az baskıcı bir ortamda sosyal yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmaları için programlanabilirler. Yalnızlıkla veya belirli akıl sağlığı sorunlarıyla karşılaşan kişiler için, anlayarak yanıt veren ve empati kuran bir Yapay Zeka, önemli bir destek kaynağı olabilir.
Dahası, YZ dublörler profesyonel ortamlarda yardımcı olabilir ve insan çalışanların daha karmaşık, yaratıcı işlere odaklanmalarını sağlamak için rutin görevleri ve etkileşimleri gerçekleştirebilir. Bu, iş verimliliğinde artışa neden olabilir ve çalışanların mesleklerinin insan içgörüsü ve yaratıcılık gerektiren yönleriyle daha çok meşgul olmalarını sağlayabilir.
Buna karşın, bu faydaların etik standartlarımızdan ödün vermeden tamamen gerçekleşmeleri için, öncelikle güçlü düzenlemelerin ve açık kılavuzların yürürlükte olması elzemdir. Bu çerçeve, kişilerin verilerini koruyan ve kötüye kullanımı önleyen sıkı önlemlerle, YZ dublörlerin nasıl geliştirildiği ve kullanıldığı konusunda şeffaflığı sağlamak zorundadır. YZ dublörlerin pozitif potansiyeli, yalnızca bu şartlar altında güvenli ve etkili bir şekilde gerçeğe dönüşebilir.
YZ dublörler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu tür bir teknoloji, doğurduğu etiksel ve yasal endişelerin önüne geçebilir mi? Aşağıda yorumlardan bizimle paylaşın.